ANTİO SAS! BAKASETAS…
KAÇ DA KURTUL ABDÜŞ…
Trabzonspor camiasında,
Son zamanlarda bir konuşuk türedi; şans verelim babında.
Yani deniyor ki; evet kötü!.. Ve Fakat giderse, yerine gelen daha kötü oluverir maazallah!
Çok işe yaradı üstelik.
Bugün, Şenol Güneş Kompleksinde, plakayı tersine yazmaya ramak kaldıysa eğer,
Bu konuşukla, başarısızığı zamana yayma propagandası yüzünden.
Hepimizi istatistikle kandırdılar.
U21 takımı çıksaydı tam tekmil, asla bu rezalet olmazdı.
Olsa bile, hoş görülürdü.
Kime yaradı derseniz; GS’a puan ve averaj düzeltmeye tabi ki.,
Bir de Trabzonspor hasımlarına; malzeme vermiş olduk.
Yediğimiz gollerin (biri hariç) rezilliği
Oyundaki çaresizliğimiz
Özür dilemek yerine, Avcı’daki entel haller…
Ne menem üzüntüdür bunlar…
Sahamızda beş yedik, çıt yok. Düşmanımın düşmanı dostumdur!
Kapatıyorum bu tatsız mevzuyu.
Konumuz bu değil, maçı maççılar yazsınlar.
***
Aslında
Başlığın iki sebebi var;
Birincisi; Bakasetas gibi delikanlı bir uşağın ayrılması.
Üzüntü verici,
Umutsuzluk dağıtıcı.
Ne yapalım ki, profesyonelliğin gereği.
Kimleri üzüntüyle yolcu etmedik ki.
Bakasetas, bizden biriydi.
Samimi, dürüst oyuncu, karakterli delikanlı insandı.
ANTİO SAS! BAKASETAS…
Yolu açık olsun.
****
İkincisi; Abdulkadir’in bu günlerdeki pür melali.
Bu ilk değil; daha önce de yaşadı Abdüş,
Ancak, kadro dışı bırakılması ve alt kadroya gönderilmesi,
Üstelik Galatasaray derbisi öncesine denk gelmesi,
Kamuoyunu üzdü ve endişeye sevk etti.
Bir defa,
Abulkadir’in futbol yeteneği ve klası tartışılmazdır.
Messi benzetmesi boşuna değildi.
Sahalardaki başarısı dünyaca fark edildi ki,
Bir çok ülkenin transfer radarına takıldı.
Yaşadığı şanssız sakatlıkların yanında,
Abdulkadir'in maruz kaldığı (baş etmesi gereken)
Feodal, muhafazakar ve fanatizm kaynaklı “mahalle baskısı“
Onu, bu şanstan uzaklaştırdı.
Tam istikrarı yakalı derken, yine düğmeye basanlar hangi cenahtan
Onu bilmemiz şimdilik zor.
Bir kere, Abdülkadiri “rol modelliğe” hazırlayanların tarafı
Bu yükselişinden rahatsı olup,
Kuş uçuyor kafesten, etki alanımızdan çıkıyor diyerek
Bir telaşeye kapılmış olabilirler.
Kulüp içinde veya yakınlarında bir katmanla farklı ilişkilere girişmiş de olabilir.
Her ne olursa olsun; futbolcuyu yönetmek,
Onu mental ve sportif olarak hazır tutma sorumluluğu kulübe aittir.
Hatta spor kulüplerinin esas ödevlerindendir.
Bu futbolcular çok özeldir. Bir kalemde kenara konulamaz.
Bu şekilde, o kadar değerli çocuğumuz harcandı ki!..
Abdüş’ün de sorunun bir parçası olmaktan kurtulması şarttır.
Onu bir çerçeveye hapseden her ne ise,
Buradan sıyrılıp,
Özlediğimiz futboluna odaklanması lazım.
Hem Trabzonspor’un hem de Türk futbolunun O’na ihtiyacı var.
Burada mutlu değilse, Yusuf Yazıcı’nın yolu var.
Yoksa o yol bazı kesimlerce çok tehlikeli mi görülüyor?..
***
Bu kertede aklıma damdı,
Bizim rahmetli Sait Uçarın,
Yanık ve vicdanlı ve inceden tehditkar türküsüdür;
“Sevdam acıyum sana, bulamadın dengini,
Yakıcağam köyünü, gaç da kurtar gendini..”
Sait Uçar halk ozanıydı; tecrübelerini boşuna söylemez…
Abdüşe’e sevgilerle…
Sağlıcakla kalın.
***
Hasan KESKİN
Trabzon Aktüel Medya
Genel yayın Yönetmeni
Yorum Yazın
Facebook Yorum