Anadolu İhtilali’nin lideriydi Özkan!.
GÜNDEMEylül 1990'da, Avni Aker'de, Barcelona'nın başında Johan Cruyff ve Trabzonspor'un başında Özkan Sümer vardı. Huzur içinde uyusunlar."
Bu satırları, Barcelona Kulübü'nün resmi sitesinden aldım.. Dünyanın en büyük kulübü, kendilerini yenen ilk Türk takımı, onlar için o zaman isimsiz Trabzonspor'u unutmamış, onun Hocası Özkan Sümer'i, efsane futbolcusu, ama asıl Barcelona'yı yaratan adam Johan Cruyff ile birlikte anmıştı..
Özkan Sümer, o maçla ilgili duygularını yıllar sonra şöyle anlattı..
"Onlar bizi sıradan bir takım olarak görüyorlardı. Zaten kendilerini bilip de oynasalar bizim o sonucu almamız pek kolay olmazdı. Biz onların bizi hafife almalarından istifade ettik; ancak maç öncesi yoğun bir şekilde özel çalışma da yapmıştık. Ama bu çalışmalarBarcelona'nın etkinliğini yok etmeye yetecek şeyler değil de 'kendi potansiyelimizi nasıl ortaya çıkarabiliriz, varlığımızı daha etkin nasıl kullanabiliriz'e dönüktü. Maçesnasında çocuklar umduğumun da üzerinde çok özverili ve güzel bir mücadele verdiler.
Dengeli bir mücadele ümit ediyorduk ama gol atmak da müthiş oldu."
Okuduğumda bir de beni çok güldüren anısını nakletmişti o maçtan.. Tam bir Temel fıkrası..
"Ben o maçın heyecanı içinde hakeme yüklendim biraz bağırıp çağırarak falan.
Hakemin benim lisanımı anlaması mümkün değil, o rahatlıkla da bağırıp çağırıyorum; fakat sesin yüksekliğinden, tonundan pek iyişeyler söylemediğimi anladı ve beni dışarı atmaya doğru yöneldi. O yöneldiği an ben de yardımcım İlyas'ı (Akçay) azarlamaya başladım.
Bağırıp çağıran oymuş gibilerinden. Bu taktikle atılmaktan kurtardım."
Cruyff, Barcelona'da hocalığından çok altyapıyı, o dünya efsanesi denen altyapıyı, çocukları, kızlar dahil küçük yaşta yetiştiren La Masia'yı kuranadam olarak, Katalanların sevgilisi olmuştu. Okul bir yandan Katalan Milli Takımı muamelesi gören Barcelona'ya yıldızlar yetiştiriyor, bir yandan dafazlasını satarak kulübe büyük gelir sağlıyordu.
Galatasaray Dr. Ali Uras'ın başkanlığı döneminde, 1982 yılında Trabzon Okulu'nu yaratan ve ondan Türk Futbolu'nda Anadolu İhtilali yaratan iki hocadan Özkan Sümer'i (Diğeri Ahmet Suat Özyazıcı) İstanbul'a getirdi. Yönetim Kurulu'ndaki Alp Yalman'ın amacı, Florya'da bir La Masia kurmaktı.
Özkan o altyapının ve okulun başına geçecekti. Geçti de.. Ama ne yazık ki, A takımında işler iyi gitmeyince ve hoca kovulunca, Özkan Sümer apar topar altyapından alındı. Özkan Sümer Galatasaray Profesyonel Takımına teknik direktör oldu. Okul unutuldu.
Galatasaray, Cruyff'lı Ajax'ta staj yapıp Beşiktaş altyapısına gelen ve Kartal'ın altın çağında o efsane Metin, Ali,Feyyaz üçlüsü dahil pek çok yıldızı hem kulübe, hem milli takıma kazandıran Serpil Hamdi'yi, sıkışınca altyapıdan alıp, profesyonel takımın başına getiren ve harcayan Beşiktaş'tan ders almamıştı.
Özkan Sümer de Galatasaray'ın geleceğini hiçe sayarak günü kurtarma peşindeki yönetim tarafından iş başına getirildi ve harcandı.
Derwall'i bile taşlayan ve benim Cumhuriyet'te "Hayvanlar" başlıklı yazıma sebep olan o felaket taraftar, Özkan'dan hemen sihirli değnek dokunuşu bekliyordu. O zaman yazdıklarımı hatırlıyorum da.. Ben de onlardan pek aşağı kalmıyordum. Bir maç sonrası, seyrettiğim Galatasaray'la şöyle dalga geçmiştim, yazımda hiç unutmam.. Fazıl Ahmet Aykaç'ın ünlü hiciv dizelerinden esinlenerek..
"Öyle bir manzara ki
Görse şaşar Anibal
Ördeklerden bir filo
Bir de Laz'dan Amiral!."
En ağır eleştirenlerdendim Özkan'ı.. Ama yıllar sonra Trabzon'a gidip onu aradığımda nasıl boynuma sarılmış, yanaklarımdan öpmüş ve beni nasıl ağırlamıştı.
Çünkü "Adam"dı!.
En unutmadığım anımız.. Beni bir ırmak kenarında dünya güzeli bir yeşil bahçeye götürdü. Harikulade bir restoran.. Hatırladığım kadarıyla onundu.. Bir yandan parmaklarımızı yedik, bir yandan İstanbul günlerimizi anarak kahkahalar attık, saatlerce..
Özkan Sümer gibi bir anıt, iki satırla, iki yazıyla geçmez.. Ama bizde "Vefa" boza markasıdır, ekşisi makbul olan. Sövülecek adam olsa, şimdiye neler neler döktürülmüştü.
Bundan tam 3 yıl önce, yerel basın ve yerel taraftar (!) tarafından iş başına getirilen Ersun Yanal'ın Trabzon'u, daha ikinci ayında Akhisar'a 6-1 yenilince gazeteciler Özkan Sümer'e koşmuşlardı..
Şöyle dedi, bugünlere not düşerek.. "Trabzonspor'u hiç yaşamamış insanlardan, Trabzonspor'u yaşatmalarını bekliyoruz. Bir gazeteci arkadaş bana 'Bu yönetim kurulu müthiş yanlış içinde' dedi. Ben de ona dedim ki.. 'Trabzonspor mevcut yönetiminin kurulduğundanberi tek bir yanlışı yok. Çünkü bu yönetim kurulunun verdiği tek birkarar yok. Kararları hep başkan veriyor!" Bugün hangi kulüpte yönetim var?. Fener'de mi?. Galatasaray, Beşiktaş'ta mı?.
Ötekileri geçin zaten..
Sadece kendini ve kendi gününü düşünen başkanlar, sosyal medya trollerine göre karar alıyor, konuşuyor, uyguluyorlar.. Medya zaten sosyal medyaya göre gazete çıkarıyor..
Kadısı, jürisi, mübaşiri, tanığı, hepsi sosyal medya trolleri olan mahkemeden adalet çıkar mı?.
Ah Ziya Paşa ah!. Sen 200 sene evvel söyledin de, dinleyen yok!.
"Kadı ola davacı vü muhzır dahi şahit,
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet?"
Işıklar içinde yat, Özkan dostum, kardeşim.. Işıklar içinde yat ve günümüzü aydınlat lütfen..
Bir Trabzonlu yazar çıkmaz mı, Özkan Sümer'i, yaşamı, yaptıkları, başardıkları ve söyledikleriyle yazacak ve her kulağa küpe yapacak?.
Özkan Sümer, o maçla ilgili duygularını yıllar sonra şöyle anlattı..
"Onlar bizi sıradan bir takım olarak görüyorlardı. Zaten kendilerini bilip de oynasalar bizim o sonucu almamız pek kolay olmazdı. Biz onların bizi hafife almalarından istifade ettik; ancak maç öncesi yoğun bir şekilde özel çalışma da yapmıştık. Ama bu çalışmalarBarcelona'nın etkinliğini yok etmeye yetecek şeyler değil de 'kendi potansiyelimizi nasıl ortaya çıkarabiliriz, varlığımızı daha etkin nasıl kullanabiliriz'e dönüktü. Maçesnasında çocuklar umduğumun da üzerinde çok özverili ve güzel bir mücadele verdiler.
Dengeli bir mücadele ümit ediyorduk ama gol atmak da müthiş oldu."
Okuduğumda bir de beni çok güldüren anısını nakletmişti o maçtan.. Tam bir Temel fıkrası..
"Ben o maçın heyecanı içinde hakeme yüklendim biraz bağırıp çağırarak falan.
Hakemin benim lisanımı anlaması mümkün değil, o rahatlıkla da bağırıp çağırıyorum; fakat sesin yüksekliğinden, tonundan pek iyişeyler söylemediğimi anladı ve beni dışarı atmaya doğru yöneldi. O yöneldiği an ben de yardımcım İlyas'ı (Akçay) azarlamaya başladım.
Bağırıp çağıran oymuş gibilerinden. Bu taktikle atılmaktan kurtardım."
Cruyff, Barcelona'da hocalığından çok altyapıyı, o dünya efsanesi denen altyapıyı, çocukları, kızlar dahil küçük yaşta yetiştiren La Masia'yı kuranadam olarak, Katalanların sevgilisi olmuştu. Okul bir yandan Katalan Milli Takımı muamelesi gören Barcelona'ya yıldızlar yetiştiriyor, bir yandan dafazlasını satarak kulübe büyük gelir sağlıyordu.
Galatasaray Dr. Ali Uras'ın başkanlığı döneminde, 1982 yılında Trabzon Okulu'nu yaratan ve ondan Türk Futbolu'nda Anadolu İhtilali yaratan iki hocadan Özkan Sümer'i (Diğeri Ahmet Suat Özyazıcı) İstanbul'a getirdi. Yönetim Kurulu'ndaki Alp Yalman'ın amacı, Florya'da bir La Masia kurmaktı.
Özkan o altyapının ve okulun başına geçecekti. Geçti de.. Ama ne yazık ki, A takımında işler iyi gitmeyince ve hoca kovulunca, Özkan Sümer apar topar altyapından alındı. Özkan Sümer Galatasaray Profesyonel Takımına teknik direktör oldu. Okul unutuldu.
Galatasaray, Cruyff'lı Ajax'ta staj yapıp Beşiktaş altyapısına gelen ve Kartal'ın altın çağında o efsane Metin, Ali,Feyyaz üçlüsü dahil pek çok yıldızı hem kulübe, hem milli takıma kazandıran Serpil Hamdi'yi, sıkışınca altyapıdan alıp, profesyonel takımın başına getiren ve harcayan Beşiktaş'tan ders almamıştı.
Özkan Sümer de Galatasaray'ın geleceğini hiçe sayarak günü kurtarma peşindeki yönetim tarafından iş başına getirildi ve harcandı.
Derwall'i bile taşlayan ve benim Cumhuriyet'te "Hayvanlar" başlıklı yazıma sebep olan o felaket taraftar, Özkan'dan hemen sihirli değnek dokunuşu bekliyordu. O zaman yazdıklarımı hatırlıyorum da.. Ben de onlardan pek aşağı kalmıyordum. Bir maç sonrası, seyrettiğim Galatasaray'la şöyle dalga geçmiştim, yazımda hiç unutmam.. Fazıl Ahmet Aykaç'ın ünlü hiciv dizelerinden esinlenerek..
"Öyle bir manzara ki
Görse şaşar Anibal
Ördeklerden bir filo
Bir de Laz'dan Amiral!."
En ağır eleştirenlerdendim Özkan'ı.. Ama yıllar sonra Trabzon'a gidip onu aradığımda nasıl boynuma sarılmış, yanaklarımdan öpmüş ve beni nasıl ağırlamıştı.
Çünkü "Adam"dı!.
En unutmadığım anımız.. Beni bir ırmak kenarında dünya güzeli bir yeşil bahçeye götürdü. Harikulade bir restoran.. Hatırladığım kadarıyla onundu.. Bir yandan parmaklarımızı yedik, bir yandan İstanbul günlerimizi anarak kahkahalar attık, saatlerce..
Özkan Sümer gibi bir anıt, iki satırla, iki yazıyla geçmez.. Ama bizde "Vefa" boza markasıdır, ekşisi makbul olan. Sövülecek adam olsa, şimdiye neler neler döktürülmüştü.
Bundan tam 3 yıl önce, yerel basın ve yerel taraftar (!) tarafından iş başına getirilen Ersun Yanal'ın Trabzon'u, daha ikinci ayında Akhisar'a 6-1 yenilince gazeteciler Özkan Sümer'e koşmuşlardı..
Şöyle dedi, bugünlere not düşerek.. "Trabzonspor'u hiç yaşamamış insanlardan, Trabzonspor'u yaşatmalarını bekliyoruz. Bir gazeteci arkadaş bana 'Bu yönetim kurulu müthiş yanlış içinde' dedi. Ben de ona dedim ki.. 'Trabzonspor mevcut yönetiminin kurulduğundanberi tek bir yanlışı yok. Çünkü bu yönetim kurulunun verdiği tek birkarar yok. Kararları hep başkan veriyor!" Bugün hangi kulüpte yönetim var?. Fener'de mi?. Galatasaray, Beşiktaş'ta mı?.
Ötekileri geçin zaten..
Sadece kendini ve kendi gününü düşünen başkanlar, sosyal medya trollerine göre karar alıyor, konuşuyor, uyguluyorlar.. Medya zaten sosyal medyaya göre gazete çıkarıyor..
Kadısı, jürisi, mübaşiri, tanığı, hepsi sosyal medya trolleri olan mahkemeden adalet çıkar mı?.
Ah Ziya Paşa ah!. Sen 200 sene evvel söyledin de, dinleyen yok!.
"Kadı ola davacı vü muhzır dahi şahit,
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet?"
Işıklar içinde yat, Özkan dostum, kardeşim.. Işıklar içinde yat ve günümüzü aydınlat lütfen..
Bir Trabzonlu yazar çıkmaz mı, Özkan Sümer'i, yaşamı, yaptıkları, başardıkları ve söyledikleriyle yazacak ve her kulağa küpe yapacak?.
İlginizi Çekebilir